Gazeteci Arif Çemrek, gazetesinin son sayısında “Beyaz Adalılar sirtaki siyasetine soyundu” başlıklı oldukça komik bir haber yayınladı. Aslında haber değil de bir olayın ironik şekilde yazıya dökülmesiydi diyelim. Ben okurken çok güldüm, okuyanların çoğu da eminim benim gibi gülmüştür. Bizi bu kadar güldürdüğü için, o yazıyı okuyanlar olarak Arif Çemrek’e teşekkür etmemiz gerekir.
Başlığı okumadan önce sirtaki ile siyasetin ne ilgisi var, sirtaki siyaseti mi olurmuş diye düşündüm. Ama okuyunca anladım ki oluyormuş, çünkü burası Kuşadası! Siyasetin Kuşadası’nda ne kadar komikleşebileceğini neredeyse unutmuştuk, o yazı bize hatırlattı. Gerçekte yazının komik olduğu kadar trajik bir yönü de var, daha doğrusu yazıya konu olan olayın…
İşin aslı; kim isterse sirtaki oynasın, bize ne! Elbet isteyen herkes kafayı çekip sirtaki oynayabilir, benim de yapmışlığım vardır. Ama bunun eğlence boyutundan çok öte bir anlamı var, bu sirtaki oyunu beyaz Adalı siyasetinin bir yansıması aslında. Çünkü söz konusu yemekte bu sirtaki ile “yine CHP’yi nasıl böleriz, Ömer Günel’e nasıl seçim kaybettirebiliriz, biz kazanalım da gerekirse AKP’den kazanalım” tarzı ucube siyaset taktiği oynandı.
Olay ne? Siyasi bir buluşma. Ne olmuş? Yemeğe katılanlar CHP ve Ömer Günel’i yerel seçimlerde yıkmak için fikir birliğine varmış, birbirlerine gaz vermiş. Yetmemiş, yemekte çok alkol tükettikleri için olsa gerek bir de kutlama yapmışlar ve sirtaki oynamışlar. Sirkati siyasetinin bile onları kurtarmayacağının farkında değiller hala.
İşi dönüp dolaştırıp beyaz Adalılar’a getirdiğim için beni eleştiren dostlarım var. Ama işin özü, temeli bu. Şöyle ki; geçmişte Kuşadası’nın kanını emenlerin, kent rantlarını cebe indirmekten başka bir şey bilmeyenlerin yegâne siyasi söylemi olan “Adalılık mikro-faşizmi” oynadı o sirtakiyi. Ben de bugüne kadar Kuşadası’nın kaymağının yeseydim, kent rantını cebime hortumlasaydım, benim mülklerimin değeri de hokus pokus imar değişiklikleriyle katlansaydı, benim de tuzum kuru olsaydı belki ben de kafayı çeker, Ömer Günel’e küfredip sirtaki oynardım. Şaka bir yana ben oynamazdım. Çünkü saydığım hiçbir şeyi yapmadım, yapmam. Çünkü benim dünya görüşüm, Kuşadası’na, Kuşadası’nda yaşayan insanlara bakışım farklı. Ama o yazıyı okuyunca, Beyaz Adalılar sirtaki oynamayacak da biz mi oynayacağız diyen çok dostum oldu son günlerde.
CHP içinde olup da sırf Ömer Günel düşmanlığı ile kendi tabanını AKP’ye yönlendirmeye çalışanlar bunlar değil mi? Muhtemelen yine aynı pazarlıkların içerisindeler. CHP içerisindeki darmadağın olduğunu bile fark etmedikleri sözde tabanlarını önümüzdeki seçimlerde yine başka adaylara yönlendirme planları yapıyorlar, Kuşadası’na yine nasıl çökeriz, kentin kaymağını nasıl yeriz diye hesap yapıyorlar, bölüp parçalayarak başarı sağlayacaklarını zannederek bir de sirtaki oynuyorlar. Üstüne bir de ceket dikseydiniz a mübarekler!
Ama ben söyleyeyim; birbirlerini boşuna gaza getirmişler. Artık beyaz Adalıların siyasi söylemi çalışmıyor, Kuşadası halkında karşılık bulmuyor. Oynadıkları sirtakinin kendilerini eğlendirmekten başka bir anlamı yok anlayacağınız. Bugüne kadar hor gördükleri, halı silkeler gibi sürekli dövdükleri halk, artık onların bir daha iktidara gelmesine izin vermez. Beyaz Adalılar bir daha seçim kazanabilirler mi? Asla. Bu halk onlara sandıkta sirtakiyi oynatır! Benden söylemesi…