Peşinen söylemeliyim ki amacım körlemesine bir Çerçioğlu övgüsü yapmak, yaranmak ya da birilerini kötülemek değil. Sadece siyasi bir analiz yapmak.

Özlem Çerçioğlu hakkında uzun uzun profil analizleri yapmak, sürekli seçim kazanmasını sağlayan siyasal stratejilerine girmek hiç değil. Sadece gazeteci olarak yaptığım birkaç küçük saptamayı Aydın kamuoyu ile paylaşmaktan başka bir amacım yok. Hepsi benim kişisel düşüncelerimdir ve kimseyi bağlamaz.

Özgür Özel’in genel başkan seçildiği CHP kurultayından sonra Aydın Milletvekilleri Bülent Tezcan ile Süleyman Bülbül’ün genel merkezde yeniden güç kazanması, Aydın siyasetinde en büyük engel olarak gördükleri Özlem Çerçioğlu’ndan kurtulma ve büyükşehir belediye başkanı olma hayali kuranları bir hayli heyecanlandırdı. Adı geçen iki milletvekili ile birlikte Özlem Çerçioğlu ile açık/gizli mücadele eden bazı ilçe belediye başkanları ile geleceğe yönelik planları olan ve bazıları Özlem Çerçioğlu’ndan uzaklaşan/uzaklaştırılan bir takım siyasi isimler doğal müttefik oldular. Müttefik değillermiş gibi davranan bu cephenin tek bir ortak hedefi var: Özlem Çerçioğlu.

Bu süreçte diğer iki milletvekilinin durumları ise oldukça ilginç bir hal aldı. “Dersimli” eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na yakınlığıyla bilinen “Dersimli” Aydın milletvekili Hüseyin Yıldız adeta ıskartaya çıktı. Hüseyin Yıldız’ı artık kimse kale almıyor. Artık ne yeniden atanma ne de ön seçim sandığından çıkma şansı kalmadığını herkes görüyor. Özlem Çerçioğlu’nun büyük desteğiyle milletvekili olan Evrim Karakoz ise herkese şirin görünme psikolojisiyle hareket etmeye başladı. Karakoz’un iki cami arasında kalmış beynamaz olmasına yol açan bu ‘Ne İsa’ya ne Musa’ya’ durumu onun için büyük bir handikap oluşturuyor. Bu süreci başarıyla atlatabilirse büyük başarı olur. Çok zorlandığından ve zorlanacağından eminim.

Dönelim herkesin birbirini kullanmaya çalıştığı, yaşanan gelişmelerin yol açtığı doğal zeminden faydalanmaya çalışanların bir araya geldiği toplama cepheye. Dediğim gibi tek ortak hedefleri Özlem Çerçioğlu’nu yenmek. Bunun son örneğini gençlik kolları seçimlerinde açıkça gösterdiler. İptal ettirip tekrarlattıkları seçimlerde sahaya çıktılar. Kazanmak için her şeyi yaptılar. Kendi yaptıkları her şeyi sanki Özlem Çerçioğlu yapıyormuş gibi bir hava estirmeye çalıştılar, onca gürültü çıkardılar, ama sonuç onlar için hüsran. Örgütün tokadını yiyip oturdular.

Örgütün Özlem Çerçioğlu’na sahip çıkacağını hesap edemediler. Mağdur duruma düşürdükleri Özlem Çerçioğlu’na müdahale etmediği seçimi kazandırdılar, örgütün sahip çıkmasına yol açtılar, kendi adaylarının kaybetmesine sebep oldular. Ama yazıp çizdiklerinden hala ne yaptıklarının farkında olmadıkları belli.

Farkına varmaları için durumu özetleyeyim: Osmanlı ordusunu beklerken içip kafaları çeken Avusturya ordusu, gece karanlıkta dönen öncü kuvvetleri düşman sanıp kendi arasında savaşa tutuşur. 1788’deki Şebeş savaşında Osmanlı kuvvetleri sabah geldiğinde bir de ne görsün, Avusturya ordusu kendi kendini yok etmiştir. Osmanlı ile savaştığını sanıp kendini yenen Avusturya ordusu 12 bin askerini kaybederken, hiçbir şeyden haberi olmalan Osmanlı ordusu tek bir zayiat bile vermeden savaşı kazanır. İşte Aydın’da yaşanan tam da bu!

Peki neden böyle oldu? Bu takımın birden fazla teknik direktörü olduğunu, takımın birbirinden yeteneksiz isimlerden kurulduğunu, takımdaki oyuncuların rollerinin belirsizliğini, toplama bir takım olduğunu sadece CHP örgütü değil, bütün Aydın gördü. Çerçioğlu düşmanlığından başka ortak pek bir benzerliği olmayan bu beceriksizler ordusu tıpkı Görevimiz Tehlike filmlerindeki kendi kendini imha eden diskler gibi kendini imha etti. Ya da yukarıda örnek verdiğim beceriksiz Avusturya ordusu gibi. Tüm bunlar olurken çayını yudumlayıp bunları karşıdan izleyen Özlem Çerçioğlu eminim çok gülmüş ve seçim sonucu hanesine yazılan bir başarı olduğu için mutlu olmuştur.

Peki bunlar durduk yere mi oldu? Elbette hayır. Özlem Çerçioğlu’nun neden üst üste seçim kazandığını anlayamayanların okuyamadığı ya da okumak istemediği gerçeği tekrarlayayım; Çerçioğlu sadece ve sadece örgütüne ve Aydın halkına güvenerek siyaset yapıyor, tüm Türkiye’ye örnek olan belediyecilik uygulamalarını bu güvenle hayata geçirerek seçmenin onayını alıyor. Çerçioğlu’nun en büyük siyasal sihri bu bence.

Özlem Çerçioğlu’nun kadın bir belediye başkanı olarak liderlik tarzı, süreklilik arz eden seçim kazanma stratejileri ve belediyecilik başarılarının arkasındaki aklı göremeyenler bu gerçekleri anlamaktan çok uzaklar. Çerçioğlu'nun yaptığı yenilikçi hizmetleri, sosyal ve kültürel projeleri, seçim kazanma stratejileri ve halkın desteğini kazanma yöntemlerinin yanı sıra başarılı liderliğinden öğrenilecek dersler başka siyasetçiler için rehber niteliğindedir. Tabi bu dersi alabilene…

Bugün konjonktür gereği bir araya gelen anti-Çerçioğlu cephesine küçük bir uyarı yaparak yazımı noktalayayım. CHP genel merkezinde konjonktür, Türkiye’de siyasi hava, Aydın’da adayların isimleri değişir, ama ne CHP tabanı ne de Aydınlı Özlem Çerçioğlu’ndan vaz geçmez, Çerçioğlu adaylıktan vaz geçmediği sürece…

Sağlıcakla kalın...