Cumhuriyet Halk Partisi’nde ikinci dönem milletvekilliğini sürdürürken 2009 yerel seçimlerinde yüzde 26 oy alarak Aydın Belediye Başkanı seçilen Özlem Çerçioğlu, her geçen yıl başarı maratonunun yoluna yeni bir zemin taşı döşedi. Her seçimde üstüne koya koya, oyunu yükselterek kazandı. Aydın Belediyesi, büyükşehir statüsüne geçti, yine iki dönemdir üst üste Büyükşehir Belediye Başkanı seçiliyor. O, CHP’yi, CHP de onu tamamlıyor Aydın’da. Oy oranı yüzde 65’lere yaklaştı. Kim ne derse desin hem belediyecilikte hem yerel siyasette çok başarılı.
CHP Aydın’da bu kadar doğru tercihlerle ilerlerken, Kuşadası’nda tam tersi bir süreç işliyordu. Deniz Baykal’ın Genel Başkan, Önder Sav’ın Genel Sekreter olduğu 2004’te Esat Altungün aday gösterildi. 2004 seçimlerinde ancak üçüncü olabilen Esat Altungün, her şeye rağmen 2009’te yeniden aday olmayı ve seçimi kazanmayı başardı. Ama belediyeciliği, siyaseti başaramadı. O dönem ekibin bir parçası da bendim, en yakından gözlemlemiş biri olarak açık yüreklilikle söylüyorum bunları. CHP hem parti hem taban olarak büyük hayal kırıklığı yaşadı.
Esat Altungün’ün belediye başkanı olarak aslında bir rol model olan Özlem Çerçioğlu ile kavgalarını ve çekişmelerini anlatmaya gerek yok. Kibir, ego ve hırs gözlerini kör ettiğinden burnunun dibindeki Özlem Çerçioğlu’nun başarısını görmüyor, birlikte uyumlu siyaset yapıp hizmet üretmek yerine kavga etmeyi seçiyordu. Çünkü kendini siyasi olarak çok güçlü sanıyordu. CHP tabanını takmıyor, uyarılara kulaklarını tıkıyor, belediye başkanı olarak kendini dev aynasında görüyordu. Kendisini belediye başkanı yapan partiden bile büyük görüyordu. Sonuç hüsran. CHP elbet onu aday göstermedi. Belediye başkanı olma hırsıyla CHP’den istifa edip AKP’ye geçti, orada da dersini aldı, aday yapmadılar. Hala belediye başkanı olma hülyalarıyla ortalıkla dolanıyor, ama imkânsız. Çünkü hem CHP tabanı hem Kuşadası halkı onun içi boş egosuna yakından tanık oldu. Belki haberi yok ama Kuşadası siyasi tarihinin tuzla raflarındaki yerini aldı. Hoş bir seda bırakmadı. Gidişine hem Özlem Çerçioğlu hem Ömer Günel sevinmiştir. Sadece onlar mı, CHP tabanı da… Hoş gidişler ola!
Özlem Çerçioğlu, CHP ile birlikte Aydın’da başarı hikayesi yazmaya devam ederken 2014 seçimlerinde Özer Kayalı aday gösterildi ve tabii ki CHP’nin gücüyle seçimi rahat kazandı. Gel gör ki; Özer Kayalı’nın ilk icraatı kendisinin CHP adayı olmasını sağlayan ve yakın arkadaşı olduğu bilinen Özlem Çerçioğlu ile didişmek oldu. Güya Özlem Çerçioğlu ile mücadele etmek için Kuşadası’na beş yıl kaybettirdi. Dönemin kaymakamı ile AKP’li milletvekillerinin sözünden dışarı çıkmayan Özer Kayalı, Büyükşehir Belediye Başkanı Çerçioğlu ile kavgasının bedelini sadece kendi ödemedi, Kuşadası’na da ödetti. Esat Altungün gibi hem belediyecilikte başarısız oldu hem siyasette. O da Esat Altungün gibi kendini dev aynasında gördü, partinin üstünde sandı. Tabanı yok saydı, Özlem Çerçioğlu ile kavga etmeyi marifet sandı, tıpkı Esat Altungün gibi. Saçma bahane hep aynıydı: “Kuşadası’nın menfaatlerini korumak”. Sonuç elbet yine hüsran. CHP’den istifa etmedi ama bugünlerde sanki belediye başkan adayı gibi davranıyor. Özel günlerde mesaj yayınlıyor, cenazelere çelenk gönderiyor. Tıpkı Esat Altungün gibi. Ama artık imkânsız, çünkü Kuşadası halkı onun da egosunu yakından gördü. CHP de aday göstermeyeceğine göre, başka bir partiden kazanma şansı zaten hiç yok. Özer Kayalı da bence Kuşadası siyasi tarihinin tozlu raflarındaki yerini aldı. O da hoş bir seda bırakamadı. Gidişine hem Özlem Çerçioğlu hem Ömer Günel sevinmiştir, tabi CHP tabanı da… Hoş gidişler ola!
Gelelim Ömer Günel’e. Art arda iki başarısız ve siyaset fakiri belediye başkanı onun yolunu açtı. Ömer Günel’in önce CHP adayı, ardından belediye başkanı olmasında en büyük katkıyı bana göre Esat Altungün ve Özer Kayalı yaptı. Günel bu iki isme ne kadar teşekkür etse azdır. Aday olabilmek için çok çabaladığını, genel merkezde Bülent Tezcan gibi bazı isimlerin destek verdiğini, Özlem Çerçioğlu’nun tamam dediğini biliyoruz, ancak bence Ömer Günel’in adaylığında, belediyle başkanlığında en büyük katkıyı Esat Altungün ve Özer Kayalı yaptı. Başkan Günel bu iki isime ne kadar teşekkür etse azdır.
Bu iki ismin belediye başkanıyken yaptıkları bazı iyi icraatlar elbette olmuştur. Ama bu kadar beceriksiz, basiretsiz iki belediyecilik deneyiminin ardından seçilen Ömer Günel’in insan ve hizmet odaklı belediyeciliği birtakım eksikliklere rağmen taraflı tarafsız herkesten takdir görüyor. İlk seçildiğinde CHP tabanı ve Kuşadası halkı “acaba mı?” dedi. Ama kısa sürede bu kuşku bulutu dağıldı. Artık siyasi hasımları bile siyaset yapmak için, “Tamam çok iyi belediyecilik yapıyor, ama…” diye başlayan cümleler kurmak, ama’lı, fakat’lı siyaset yapmak zorunda kalıyorlar. AKP’li yayın organının yaptırdığı ankette Ömer Günel, tıpkı Özlem Çerçioğlu gibi oyunu yükseltmiş görünüyor. Nedeni basit; Özlem Çerçioğlu ile kavga etmek yerine Kuşadası’na hizmet getirmek için büyük bir uyumla çalışmaya özen gösteriyor, kendini partisinden üstün görmeden ve CHP tabanını yok saymadan siyaset yapmaya çabalıyor. Ha bunun tersini yaparsa ne olur? Esat Altungün ve Özer Kayalı gibi tarihin tozlu raflarındaki yerini alır. Bu kesin. Bu uyarıyı da Ömer Günel’e yapmış olalım, buraya bir kayıt düşelim. Ama Ömer Günel ne kadar akıllı bir siyasetçi olduğunu, çıtasını her geçen gün yükselttiği iyi belediyecilikle ve yürüttüğü taban siyasetiyle kanıtlıyor. Aynı hatayı yapacağını pek sanmıyorum.
Sözün özü; sırf belediye başkanı oldukları için iki dönem savunmak zorunda kaldıkları iki belediye başkanının gidişi CHP tabanını çok rahatlattı, ama onların gidişine Özlem Çerçioğlu ile Ömer Günel de eminim sevinmiştir. “Hoş gidişler ola!” demişlerdir.