Erkek egemen toplumsal yapı, nedeni olduğu iki yüzlü ahlak anlayışı ile birleşince kadınlar için hayat tam bir cehenneme döndü artık. Cinsiyet eşitsizliği yaşamın her alanını kaplamış durumda. Elbet batı dünyasında benzer bir erkek hegemonyası ve doğurduğu şiddet var. Fakat doğu toplumlarına göre oldukça azalmış durumda. Ama ülkemizde durum gerçekten vahim bir hale geldi. Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet her geçen gün artarak devam ediyor. Hemen her gün tıpkı yan taraftaki gibi bir kadın cinayeti, kadına yönelik şiddet haberi sarsılıyoruz. İşin kötü tarafı galiba bu haberleri çok kanıksadık, çünkü yeteri kadar tepki gösterilmediğini düşünüyorum.

Sırf kadın olduğu için ev içinde, ev dışında, iş yerinde, her yerde kadınlar sistemli olarak şiddete uğruyor, aşağılanıyor. Yerleşik cinsiyet eşitsizliğinden, cezasızlıktan, erkek egemen hayat görüşünden ve saçma bir namus anlayışından cesaret alan erkek hegemonyası, fiziksel, duygusal, ekonomik şiddet biçimleri ile kadınlara saldırmaya devam ediyor. Şiddete uğrayan, korkan, ezilen kadının tek sığınağı olan hukuk ise "iyi hal" indirimleri vb. saçmalıklarla işlevini yitirmiş durumda. Şiddet uygulayan erkeklerin mahkemelerdeki akıl dışı savunmalarının kabul görmesi de bu durumu besleyen bir işlevi haline geldi.

Peki çözüm yok mu? elbet var. Bir kere toplum olarak kararlı bir şekilde kadına şiddete karşı çıkmalı, şiddet mağduru kadınları sadece sığınma evlerine mahkum etmemeli, gerçek anlamda hukuksal, fiziksel ve ruhsal korumaya almalıyız. Kadın, erkek, çocuk demeden toplumu bilinçlendirmeli, okullarda müfredata kadın şiddetini önlemeye yönelik uygulamaları eklemeliyiz. Kim bilir belki bir gün gerçekten dünyayı, Türkiye'yi kadınlar yönetir, hayat güzelleşir. Kim bilir?