Elias Canetti isminde meşhur bir Alman düşünür-yazar vardır, önemli bir yazardır, bilenler bilir. Hani şu meşhur "Kitle ve İktidar" kitabının yazarı. Politikanın ve insanın özünü anlamak için adeta maymuncuk gibi bir kitaptır. İşte bu Elias Canetti'nin yine çok meşhur olan tek bir romanı vardır: Körleşme. Canetti bu romanında insanın kendine yabancılaşmasını, aslında kendi eliyle yarattığı dış dünyaya yabancılaşmasını anlatır. Bu yabancılaşmadan dolayı insanın gerçek karşısında ne ölçüde körleştiğini, düşünce ve gerçeklik arasındaki kopuşu ve bu körleşmeden nasibini alan aymaz "aydın" karakterini vurucu bir biçimde gösterir okuyucusuna. Elias Canetti'nin Körleşme romanındaki bölümlerin isimlerden ikisi "Dünyasız bir kafa" ve "Kafasız bir dünya"dır. Bölüm isimlerini unutmayın, yazıyı okurken aklınızda tutun ve çıkarım yapmaya çalışın lütfen. 

Körleşme nereden mi çıktı? Şimdi anlatayım... 

Kuşadası Belediyesi'nin son meclis toplantısını izlerken Körleşme romanı geldi aklıma. Aydın olması gereken siyasetçilerin gerçeklerden nasıl koptuğunu, körleştiğini gördüm, bu körleşme sonucu nasıl "kör muhalefet" yaptığına tanık oldum. Sadece ben değil, toplantıyı izleyen herkes tanık oldu. Atatürk Sahil Bulvarı üzerinde Kuşadası Belediyesi'ne ait tarihi İbramaki Sanat Galerisi var. Bu galerinin alt katı, bazen üst katı sergiler için kullanılıyor, çeşitli etkinlikler yapılıyor. Fuat Akdoğan zamanında başlayan çalışmalar Esat Altungün zamanında tamamlanmış ve galeri kullanıma açılmıştı. O günden beri belediye başkanları üst kattaki karşılıklı iki küçük odayı çalışma ofisi olarak kullanageldi. Bu arada o bölüme dışarıdan merdivenle çıkış da var. Yani bağımsız bir çalışma ofisi gibi aslında. Ayrıca orada Esat Altungün de Özer Kayalı da az ya da çok çalıştı. Seçimi kazandığından beri Ömer Günel de zaman zaman orayı çalışma ofisi olarak kullanıyor. 

Şimdi gelelim asıl konuya. Kent meydanı yapmak amacıyla Kuşadası Belediye binası yıkılacak. Belediye kendine yeni bina ararken, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu Tariş alanında yeni yapılan binanın yarısını, "Burası Kuşadası halkının öz malıdır, belediye de Kuşadası halkının belediyesidir, buraya taşının" diyerek Kuşadası Belediyesi'ne tahsis etti. Binanın yarısını Kuşadası Belediyesi'ne tahsis edince, Aydın'ın her ilçesinde küçük çalışma ofisleri olan Özlem Çerçioğlu'na kendi belediye binasında çalışma ofisi kalmadı. Bunun üzerine Özlem Çerçioğlu'na Kuşadası adına teşekkür etmek amacıyla küçük bir jest yapmak isteyen Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, İbramaki'nin üst katındaki iki odadan birinin Özlem Çerçioğlu'na çalışma ofisi olarak tahsis edilmesi konusunu belediye meclisine getirdi.

İşte tam da bu noktada Elias Canetti'nin gerçeklerden kopmuş, körleşmiş siyasetçi tanımına uyan Cumhur İttifakının belediye meclisi üyeleri karşımıza çıktı. Mantıklı tek bir gerekçe bile sunmadan öneriyi reddettiler. Belediye Başkanı Ömer Günel doğal olarak tepki gösterdi ve Kuşadası Belediyesi'nin bina sorununu çözen Özlem Çerçioğlu'na küçük bir oda tahsisine ret oyu kullanmanın doğru olmadığını anlattı.  Ömer Günel, "Özlem Çerçioğlu tahsis etti diye yeni hizmet binamıza gelmeyecek misiniz?" diye de sordu haklı olarak. Belediye Başkan Yardımcısı ve Belediye Meclisi Üyesi Seyhan Seyfi Suvari de güzel ifade etti; “Bütün müze ve sarayları 20 yıldan beri çalışma ofisi gibi kullanan siyasi bir anlayışın Kuşadası’nda Aydın Büyükşehir Belediyesi ile olan iş birliğinin yaratacağı faydayı görmemesini gerçekten yadırgıyoruz” dedi. 

Ama heyhat dinleyen kim? Körleşmişler bir kere. Kör siyasete mahkum olmuşlar. Gerçeklikten kopmuşlar, gerçeküstü siyaset yapıyorlar artık. Bu bakış açısını post-truth kavramıyla, yani hakikat sonrası kavramıyla bile açıklayamayız. Bu kafalar başka çünkü! Gerçeklikten kopmuş, körleşmiş, sözde siyaset yapmak için, sırf Özlem Çerçioğlu'na, Ömer Günel'e, CHP'ye itiraz etmek için, laf olsun torba dolsun diye verilen ret oyları... Hem kafasız dünyalar hem dünyasız kafalar...

Benzer durumlar Aydın'da ve Aydın'ın diğer ilçelerinde de sık sık yaşanıyor. Böyle sığ bir siyasi anlayışın, bu kafadaki bir muhalefetin alternatif olması beklenebilir mi? Bu kafanın halkın sorunlarını çözmesi, bulunduğu kente, ülkeye faydalı olması mümkün mü? Elbet hayır! Onlar önümüzdeki seçimlere de bu kafayla girecekler. Yine CHP, Özlem Çerçioğlu, Ömer Günel, Deniz Atabay, Fatih Atay, Fuat Öndeş, Osman Yıldırımkaya, Levent Tuncel, Yüsran Erden, Salih Dinçer, hatta Aytekin Kaya ve Kürşat Engin Özcan düşmanlığıyla muhalefet yaptıklarını sanacaklar. Ama yine keybedecekler, yine kaybedecekler...

Sağlıcakla kalın...