Malum sebepler yüzünden yıkılan Osmanlı’nın yerine emperyalizme karşı büyük bir zafer kazanarak Cumhuriyeti kuran kadronun önderi Mustafa Kemal Atatürk, çağdaş Türkiye’nin yüzünü batıya çevirmiş ve uygar bir toplum olma yolunda dev adımlar atılmasını sağlamıştı. Bunun en önemli ayaklarından biri de yeni ve yüksek bir kültür yaratmak olduğunun farkında olan Gazi Mustafa Kemal, yetişmesi için batıya sadece mimar ve mühendis adaylarını değil, resim ve heykel eğitimi almaları için yetenekli Türk gençlerini göndermişti.
1927’de Ankara’da Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nin açılışına ön ayak olan Atatürk, 1937’de İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin açılışını da sağladı. Ancak Atatürk’ün ölümü ve ardından patlak veren 2. Dünya Savaşı nedeniyle Türk devrimleri ve atılımı bir duraklama devrine girdi. 1950 de sağın iktidara gelir gelmez başlattığı karşı devrim hamlesi aralıklarla da olsa bugüne kadar devam etti.
Oysa sanata ve sanatçıya büyük değer veren Atatürk bu konuda büyük çaba harcamış, sık sık demeçler vermişti. Neler mi demişti Atatürk? İşte birkaç örnek:
-"Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir"
-“Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki, o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.”
-"Dünyada medenî, ileri ve gelişmiş olmak isteyen herhangi bir millet, mutlaka heykel yapacak ve heykeltıraş yetiştirecektir"
-"Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu anlatım sözle olursa şiir, ezgi ile olursa müzik, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur"
-“Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa, tam bir hayata sahip olamaz”.
Ancak Türk halkının yakasından bir türlü düşmeyen cahil ve yarı cahil zihniyet, yıllar boyunca kültür ve sanat düşmanlığı yapmaktan bir an bile geri durmadı. Türkiye’nin yetiştirdiği önemli heykeltıraşlardan Mehmet Aksoy, yakasına yapışılan sanatçı durumuna düşen en önemli örnek. Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek 1994’te seçilir seçilmez Mehmet Aksoy’un Altınpark’taki “Periler Diyarında” isimli heykelini, “Böyle sanatın içine tüküreyim” diyerek kaldırtmış, heykel mahkeme kararıyla 11 yıl sonra yerine geri dönmüş, ancak daha sonra farklı bahanelerle yine kaldırılmıştı. “Böyle sanatın içine tüküreyim” diyen Gökçek, daha sonra ucube dinozor heykelleri yaptırmış, halkın milyonlarca lirasını bu saçma sapan, heykel bile denemeyecek dev oyuncaklara vermişti. Şimdiki Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın 801 milyon dolara mal olduğunu açıkladığı söz konusu ucube dinozor heykellerinin bulunduğu Ankapark’a yönelik yargı süreci halen devam ediyor.
2011’de Kars’a gelen Cumhur Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yine Mehmet Aksoy’un “İnsanlık Anıtı” isimli heykeline ucube demiş ve yıkılmasını istemişti. 2006’da yapılan dev heykel, ihale açılarak 2011’de yıkılmış, Anayasa Mahkemesi heykelin yıkılması nedeniyle Aksoy’un ifade ve sanat özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vererek, tazminat ödenmesine hükmetmişti. Ancak kararı yerel mahkeme bozmuştu. Hatırlanacağı üzere sanatın içine tüküren, heykelleri yıktıran bu zihniyet sık sık Atatürk heykellerine saldırmak, kırmak, boyamak gibi garip eylemlerle de gündeme geliyor.
Öte yandan geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni bir itirafta bulundu ve 20 yıldır iktidarda olmalarına rağmen kültürel olarak iktidara gelemediklerini söyledi. Güç bizde oyunu oynasalar da aslında kültürel hegamonyanın karşı mahallede, yani aydınlanmacı, Atatürkçü, laik, heykel sever kitlede olduğu gerçeğini açıkladı aslında, yani mezarındaki Atatürk’ün kendilerini yendiğini itiraf etti bir açıdan. Ama bunun sebebi kendileriydi. Ucuz siyaset yaparak sürekli “CHP heykel partisi” dediler, “heykel yapmaktan başka bir şey bilmiyorlar” dediler. Tüm bunlara ek olarak bir de bu söylemi siyasi çıkar için kullananlar var. Siyasal İslamcıların bu söylemleriyle ucuz siyaset yapanlar yani. İşte bunlar artık Kuşadası’nda da var. Aydınlanmacı, Atatürkçü sanat severlerin karşısına Kuşadası’nda bu gerici söylemi siyasi çıkarları için kullanmaya çalışan bazı sözde siyasetçi ile çakma gazeteciler çıktı iyi mi?
Sorsan en birinci Atatürkçü onlar, en birinci hayvan sever de onlar. Ama Kuşadası Belediyesi’ni heykel sempozyumu düzenlemekle suçluyorlar. Deve Güreşi düzenlemeyip heykel sempozyumu düzenlemek kente karşı suç işlemekmiş! Zaten heykeller de bir şeye benzemeyen ucubelermiş! Zaten bunu yapanlar Türk değilmiş! İşte cehaletin vardığı nokta, işte fırsatçı, ucuz siyasetin Kuşadası’nda içine düştüğü vahim durum. Bu beyefendiler ile hanımefendilerin CHP ve Ömer Günel kini artık sınır tanımıyor. Ey siz dar kafalı gerici müsveddeleri! Ne kadar karşı çıksanız da bu kente mutlaka heykel gerek, çünkü uygarlığın ve gelişmişliğin en önemli göstergesi sanattır, resimdir, edebiyattır, müziktir, heykeldir. Bunu bize Atatürk öğretti. Siyasi çıkarlarınız için siz ne kadar karşı devrimci gericilerin izinden gitseniz de laik demokrasiyi, Atatürkçülüğü savunan aydınlanmacılar Kuşadası’na daha çok heykel yapılmasını istemeye devam edecekler. Bu böyle biline!