Kucağını açar bazı yerler. Gelir gelmez “Hadi gel, sarılalım” der. Karşılama ve devamlılık matematiğe dayalıdır belki de.

Thales’in bu topraklarda doğup yaşaması bu yüzden anlamlıdır. Şu fotoğraftaki tiyatroda yıllar yıllar önce, o ihtişamlı hayatlar içinde hangi açılardan bakmıştır buralara Thales, kim bilir? Okuduğumuz kadar biliriz bazı şeyleri. Ötesi, hayal gücümüze kalmıştır. 

Gelip geçen her şey devamlılıktan yansır bizlere. 

Bu antik köyün yanı başındaki köyde de devam eder hayat. Çardaklar kurarlar bahçelerine; sardunyalar vardır Vita saksılarında; üzümler toplanır emek emek; tütünler elleri boyar; bir köy okuluna yeni başlayan öğrenci evden arkadaşlarına bazlama götürür; sofralarda kızartma, naneli kuru fasülye ve kuskus yenir; o bazlama götüren öğrenci son derse girmez de harımdan ineklere yem götürür. 

Devam eder hayat. Pek çok şey değişir gibi gözükse de bazen değişen pek az şey vardır.

Bu antik köyün az uzağında başka bir köyde, yine başka bir antik tapınağın yanı başında, bir kilisede insanlar bir pazar günü dua ederler. Kilometrelerce uzaktan gelen bir papazın sırf “Kutsal Yol’a” olan aşkından hayatını bu muhitte devam ettirme isteği ile. Yüz metre uzağında bir camide yine dua eder insanlar. Dualar, iyi niyetli ise, hayatın hep güzellikler ve iyilikler olması için değil midir zaten? 

O papaz ve imam, bir köy kahvesinde çay içerler birlikte. O dua eden Müslüman ve yine dua eden Katolik ile selamlaşır her gün. Bilirler elbet! İnanmanın için de merhaba hoşgörü ile karılmıştır. 

Bir antik tiyatro kucağını aça aça sarılır insanlara. “Hoş geldin” esastır tiyatrolarda, ister antik ister yeni olsun. 

“Hayata devam, güzellik ve iyiliklere her şeye devam” diye seslenir herkese. Kimileri duyar, kimileri de duymaz gibi gözükür.